#Üst Geçit
Explore tagged Tumblr posts
failhatun · 2 years ago
Text
Üst Geçit Nedir?
Tumblr media
Üst Geçit: Karayolunun diğer bir karayolu veya demiryolunu üstten geçmesini sağlayan yapıya “üst geçit” denir.
Tumblr media
Üst geçitlerin amacı trafik genelde çok yoğun olan yerlerde, hız çok yapılan yerlerde, altından demiryolu, suya bağlı bazı kanallar geçen yerlerde yayalarımıza kolaylık sağlamak için yapılmıştır.Alt Geçit Nedir? Read the full article
0 notes
yldzhll · 1 month ago
Text
Fincanımda kertenkele çıkmış
Kesin bu sensin üst geçit kılıklı patronn
Tumblr media
181 notes · View notes
sillagen · 1 year ago
Text
Bugün de üst geçit yapılan kız olmadık
20 notes · View notes
gelecegielindenalinanadam · 2 months ago
Text
Bugün hatırladım da 10 yaşımdayken çocuğun birisine otobüs çarpıp ölmesi sonucu otobüsleri protesto edip üst geçit istediğimiz aklıma geldi başarılı da olduk okulca, o yaşta benim için büyük gurur ama şuan olsa sıkıntı gerçekten bu duruma nasıl geldik.. (Ve Türkiye 14 yılda gram değişmemiş, olay olduktan sonra önlem almak müthiş 🤦🏼‍♂️)
2 notes · View notes
mevlana-salih42 · 2 years ago
Text
Tumblr media
⚪️Konya~İstanbul yolu
,
#japonpark yaya üst geçit
#selçuklu/konya🌷
38 notes · View notes
tombulefess · 5 months ago
Text
otobandaki üst geçit burger king’i görmedim yolculuğa puanım 0
6 notes · View notes
visalilall · 1 year ago
Text
üst geçite heves ettiğimden değil ama hakikaten yer yön duygusu sıfır bende yav
13 notes · View notes
judasizm1 · 2 years ago
Text
Burası garip bir yer olmuş.. Herkes hamasete sarılmış.. Eehhh yıllaca hamaset yapanları gördük! ; şimdiki Yunan düşmanlarına 15 yıl önce Sümerbank'ı satanlar aynı hamasetçiler değil miydi?
Bu tür insanlar için aldatmanın sınırı yok galiba; Allah ile aldatmaya başladılar, şimdiyse bunların sınırlarını tahmin eden bile yok! Cehalet devri böyle işte...
Sizin gibi bir "sürü"ye Allah ne yapsın?! Senin gibiler üst geçitten geçerken dahi selden boğulabilir..
İnan mıyor musun? İ.Melih Gökçek döneminde Ankara'da üst geçitleri su başmıştı.. CNN Türk Ankara üst geçit diye aratırsan bulursun...
.
.
Not: Yok, kimseye kızmadım.. Amaç aydınlanmak ve başka açılardan da bakabilmek hayata...
5 notes · View notes
pazaryerigundem · 26 days ago
Text
Çiğli’de cumhuriyetin 101. yılında gurur ve coşku
https://pazaryerigundem.com/haber/190529/ciglide-cumhuriyetin-101-yilinda-gurur-ve-cosku/
Çiğli’de cumhuriyetin 101. yılında gurur ve coşku
Tumblr media Tumblr media
Çiğli’de Cumhuriyet Bayramı coşkusu, Cumhuriyet ve Demokrasi Parkı önünden başlayan kortej yürüyüşü ile start aldı. Ardından düzenlenen Tepecik Senfoni Orkestrası konseri ile kutlamalar doruğa ulaştı. Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, “Atatürk’ün evlatları olarak bu ülkede ne gaflete, ne dalalete ne de ihanete geçit vermeyeceğiz. Cumhuriyetimize kimse dokunamaz” dedi.
İZMİR (İGFA) – Cumhuriyetin 101. yılını coşkuyla kutlayan Çiğlililer, ellerinde Türk bayrakları ve meşalelerle kortej yürüyüşüne katıldı. Tepecik Senfoni Orkestrası’nın muhteşem performansı, bayram coşkusunu zirveye taşıdı. Vatandaşlar, Cumhuriyet Bayramı’nı büyük bir heyecanla kutladı ve bu anlamlı günü unutulmaz anılarla taçlandırdı.
MUHTEŞEM ZEYBEK GÖSTERİSİ
Konser öncesinde gerçekleşen Zeybek gösterisi ise Cumhuriyet gururunu bir üst seviyeye taşıyarak izleyicilerden tam not aldı. Gösteri, Çiğlililerin büyük beğenisini kazanarak unutulmaz anlar yaşattı.
Konser sırasında Tepecik Senfoni Orkestrası’ndan özel bir istekte bulunan Başkan Yıldız, seçim şarkısı da olan ‘Daha Gidecek Çok Yolumuz Var’ parçasını çaldırarak eşi Gamze Yıldız’ı dansa kaldırdı. Bu özel an, izleyicilerden büyük alkış aldı ve geceye damgasını vurdu.
BAŞKAN YILDIZ: “CUMHURİYETİMİZE KİMSE DOKUNAMAZ”
Başkan Onur Emrah Yıldız, Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında yaptığı konuşmada, Cumhuriyete asla kimsenin dokunmasına izin vermeyeceklerini ve ona her an sahip çıkacaklarını kaydetti.  Başkan Yıldız, “Çiğli’nin eğilmeyen başları, cumhuriyetçi, demokrat, özgürlük aşığı hemşehrilerim, hangi dilden, hangi dinden, hangi kültürden olursa olsun, yüreği Cumhuriyet için atan canım Çiğli. İlelebet payidar kalacak olan Cumhuriyetimizin 101. yılını büyük bir gururla kutluyoruz. Cumhuriyet biziz, biz Cumhuriyetiz, çünkü biz halkız. Cumhuriyet, halk odaklı bir rejimdir; siz varsanız vardır, siz yoksanız yoktur. Atamız 57 yıllık ömrüne; bir ulusun yeniden doğuşunu, Cumhuriyeti ve devrimleri sığdırdı. 101 yıl sonra bile bugün hepimizin sımsıkı sarıldığı, korumaya çalıştığı devrimleri bizlere emanet etti.  Atatürk bizlere, ‘Bir gün, istiklal ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşerseniz içinde olduğunuz durumu ve koşulları düşünmeden Türk istiklal ve Cumhuriyetini kurtaracaksınız. Muhtaç olduğunuz kudret, damarlarınızdaki asil kanda mevcuttur’ demiş. Biz de onun evlatları olarak bu ülkede ne gaflete, ne dalalete ne de ihanete geçit vermeyeceğiz. Dünyada kadınlara ilk hakkını teslim eden, eğitimde çığır açan bu büyük önderimizin izinden gideceğiz. Cumhuriyet Halk Partisi ve Cumhuriyet Halk Partili belediyeler olduğu sürece asla Cumhuriyetimize kimse dokunamaz. Birlik ve beraberliğimizin gücünü bir kez daha gösterdiğimiz bu etkinlikte, Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını saygı ve minnetle anıyoruz. Cumhuriyetimizin ışığında, daha nice güzel günlerde bir arada olmayı diliyorum. Nice Cumhuriyet Bayramlarını hep beraber yaşamak dileğiyle” ifadelerini kullandı.
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
rayhaber · 2 months ago
Text
Uşak İnay Tren Garında Gerçeği Aratmayan Deprem Tatbikat
Uşak’ın Ulubey ilçesine bağlı İnay tren garında, 20. Bölge UMKE (Ulusal Medikal Kurtarma Ekipleri) tarafından düzenlenen tatbikat, 6.3 büyüklüğünde bir deprem senaryosuna dayanarak gerçekleştirildi. Senaryo gereği, deprem sonrası Eşme-Ulubey karayolundaki DHY Üst Geçit Köprüsü hasar gördü ve ulaşımda aksaklıklar yaşandı. Bu sırada Ankara-İzmir seferini yapan yolcu treni raydan çıkarak…
0 notes
elazigsurmanset · 3 months ago
Text
Elazığ Emniyetinden Uyuşturucuya Geçit Yok..
Tumblr media
Elazığ Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde, İl Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından uyuşturucu ile mücadele kapsamında gerçekleştirilen operasyonda 6 ş��pheli yakalandı. Yapılan ikamet ve üst aramalarında toplamda 581,83 gram esrar maddesi ve 1 adet hassas terazi ele geçirildi. Operasyon sonucunda 4 kişi hakkında uyuşturucu madde kullanmak suçundan gerekli adli işlemler yapıldı. Uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan adli makamlara sevk edilen 2 kişiden biri tutuklanarak cezaevine gönderildi, diğeri ise adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı. Bu operasyon, uyuşturucu ile mücadele kapsamında emniyet güçlerinin yürüttüğü kararlı çalışmaların bir parçası olarak değerlendiriliyor. Read the full article
0 notes
gundemarsivi · 5 months ago
Text
Tumblr media
Onaltıya
✍🏻 Yavuz Kürkçü
https://www.gundemarsivi.com/onaltiya/
Babam evde hiç söz etmemişti işten, Lâzı nerede, nasıl tanıdığından. Belki tanımıyordu da, bilen biri salık vermişti. Demokrat Partiliydi babam. Parti için her şeyini satıp savmıştı. En son dükkânı elden çıkaralı yıllar vardı. Birilerinin himmetiyle bulmuştu ofisteki işini. Başlangıçta hoşnuttu, sonra tartışır olmuştu şefiyle. İçimden bir ses diyor ki, elâlemle didişmesi kâtibe kızlara gösteriş yapma arzusundandır. Ömür boyu bokuyla kavga etti. Üç yıl art arda aynı kentte, aynı işte çalıştığını görmedim.
İzmit’e taşınalı bir yıl olmamıştı henüz. Ortasından demiryolu geçer İzmit’in. Kentin ortası olur mu demeyin, İzmit’in ortası vardır. Demiryolunun iki yanında yüzlerce yıllık çınarlar… Adam asıldığını tarih kitaplarında mı okumuştum yoksa uyduruyor muyum? Belediyenin keskin nişancılarının yaprak dökercesine çınarlardan karga vurduğunu çok gördüm.
Çınarların ardı sıra dükkânlar uzanır, İzmit’in ortasında. İstasyona doğru pişmaniyeciler, pastaneler. Ne güzeldir acıbadem kurabiyesinin tadı! Ayakkabıcılar, tuhafiyeci, zücaciyeciler. Balıkçılar az içerde kalır; kokusunu duymadan geçemezsin. Kedileri de unutma! Özellikle yazın, her an öğle uykusundan kalkarcasına mahmur, balıkçılar sokağından tren yoluna ağır adımlarla salınarak inen kediler. Fevziye Camisinin, kütüphanenin oradan sonra dükkânların üst katlarında oturanların çocukları, ana caddeyi kesen sokakların arasında hiç gürültü çıkarmadan oyunlarını oynuyorlar.
Adamın dükkânına sabah erkenden gelmiştik. Babamın boyunda, iyice perdahlı tıraştan yüzü kıpkırmızı, hızlı konuşan bir adam Lâz. Ben onbeş yaşındayım; gözlüklü, temiz yüzlü, çekingen. Biraz açılayım diye bu yaz işini ayarlıyormuş babam (yolda giderken öyle demişti). Ama derinden derine sezinliyorum işin aslını: Eve katkıda bulunayım diye çalışmamı istiyor. İşten çıkartılacaktır yakında. Belki çoktandır işsiz de bize sezdirmiyor.
Babamla Lâz söyleşirken dükkânı inceliyorum. Fırdolayı elbiseleri asın, bir masa-sandalye, bizi de içeri alın; adım atacak yer kalmıyor. Anlaşılan, kırmızı suratlı, koca burunlu Lâz anlaşmaya vardı pederle. İşin inceliklerini öğrenmeye geldi sıra. Hiç dükkân kapısında durmayacakmışım, müşteriyi kaçırırmışım. Kuru temizleyicilerde atölye başka yerde olurmuş; siparişler hazır olunca işçiler getirirlermiş. Müşteri her zaman haklıymış. Hepsi bu kadarsa, yaşadık. Lâz babamla vedalaştı, babam benimle. İlk çalışma günüm başlıyor. Patron az sonra “Eyvallah, ben işe gidiyorum“ deyip ayrıldı. Ne işine gidiyor acaba?
Hiç kimse gelmesin, benim zavallı, tecrübesiz hâlimi görmesin istiyorum. Çınarlarda kargalar… İlerideki geçitten, tren geçmeden iki dakika önce çalan çıngırak sesleri geliyor. Geçit kapandı ama çok acelesi olanlar parmaklığın üstünden atlayacaklardır; kaç kez ben de yaptım aynı şeyi, üstelik sevdiğim kız yakınlarda bir yerden geçmezken, geçme umudu da yokken.
Yandaki dükkân saatçi. Sahibi Mesut ağabey, “Hayırlı olsun!“ demeye geliyor. Çocukken felç geçirmiş, topallıyor; hem de kekeme. Ama çok iyi yürekli. Saatçinin yanındaki depodur. Demir yüklü bir kamyon yanaşıyor önüne. Camekânlı bölmeden kasılarak çıkan iyi giyimli genç adam şoföre bir kâğıt imzalatıyor, kopyasını veriyor. Kamyon homurtuyla uzaklaşıyor. Demirler içeri girmeden satılmıştır. İyi giyimli genç adam ceketinden görünmez tozları fiskeleyerek camekânın arkasına geçiyor. Mesut ağabey, hiç şaşmaz bir düzenle akıp giden zamanı şaşırıp kendisi gibi aksayan saatleri onarmak için ayrılıyor yanımdan. İçim güvenle doluyor.
İlk müşteri bir kadın, omzuyla beli aynı kalınlıkta. Genç de değil, yaşlı da. Yaz sıcağında tiril tiril mantosu ve başörtüsüyle İzmit’e yaraşır dindarlıkta. Fırınlara börek, güveç verince elimize tutuşturdukları türden bir kupona sımsıkı yapışmış. Askılarda duran elbiselerden numarasının eşini arıyorum. Kağıdın üzerine alacağım paranın tutarı da yazılmış. Kuponu çekmeceye koyarken koçanı görüyorum, topluiğneleri, naylon torba ve tel askıları. Ne kolaymış iş hayatı!
Benim yaşımda, kırmızı yanaklı, güçlü-kuvvetli delikanlıyı neden sonra fark ediyorum kapıda. Yasak bir iş yapıyormuşum gibi hızla kapatıyorum çekmeceyi. Oysa küçücük dükkâna sızan, çınarların esirgediği aydınlığın soluvermesinden anlamalıydım orada dikildiğini. Gözleriyle, yanaklarıyla, alnıyla, her yanıyla gülüyor. Ben de utangaç gülümsüyorum. “Yeni misin?“ diye soruyor. Yanıt beklemeden kendini tanıtıyor Cemal. Yaşamını ayaküstü özetliyor. Patron gibi Karadenizlidir ve uzaktan akrabadırlar.
“Amma çok çalıştın, yahu. Öğle tatilinde dükkân kapatılır. Gel benimle!“ diyor. Askılarda bir tuhaf kokan elbiselere danışırcasına bakıyorum. Aklımdan omuz silkip gülümsüyorum yeniden, peşine düşüyorum. Kapıyı kilitlerken gözüm levhamıza tak��lıyor: Pirispat. Bin türlü anlam yakıştırıyorum, olmuyor. Akşam patrondan sorarım.
Dükkân köşe başında. Sokağı sola dönünce hemen arkadaki eve, patronun evine giriyoruz. İki küçük sarı oğlan bacaklarımıza dolanıyor. Merdivenlerden Lâz’ın karısı iniyor. Cemal kucağına aldığı sarı oğlana sımsıkı sarılıp öperken kadınla hiç anlamadığım türden gülüşüyorlar. Kadın çocukları alıp sokağa çıkıyor. Cemal’in yüzüne al al kan yürümüş. “Ah, yengeciğim” diye göğsünü yumrukluyor. Bir odaya giriyoruz, avludan bozma. Duvar boyunca tahta tekneler, içinde fırçalar, ütü masası, gazocağının üstünde iki küçük ütü ısınıyor – ısınmıyor, kızarıyor. “Çalışmazsam başka şeyler yapacam, valla!” diyor Cemal. Anlayamıyorum onu. Ütünün birine yapışıyor, kovanın içindeki suya daldırıyor. Yaz günü ansızın buharlara bürünüyor, avludan bozma serin oda. Ütüyü yanağına yaklaştırıyor. Sonra gene kovaya daldırma işlemi, gerekli ısıyı buluncaya kadar.
Ütü tahtasının üzerinde buruşuk, hizaya girmeyi bekleyen bir tomar bembeyaz gömlek. Hızlı hızlı, ustalıkla ütülüyor. Patron, Karamürsel’deki Amerikan üssünün çamaşırhanesinde vardiyalı çalışırmış. Dükkânın adını, oradan yürüttüğü temizleme tozundan uydurup da koymuş. Karısı daha yirmisinde yokmuş. Merdiven altında yatan Cemal, sabahları gusül abdesti alması için kocasına tenekeyle su ısıtmaya inen yengesini gördükçe çıldırıyormuş. “Kendimi nasıl tuttuğumu bir ben bilirim” diye inliyor Cemal, elindeki ütüyü yanağına yaklaştırırken.
Gömlekleri bir çırpıda ütüledi. Yardım ediyorum askılara asmaya. Ütü yapmayı ondan öğrendim. Pantolon çizgilerini tutturmayı, kuru temizlemenin sırrını da. Mesleğin inceliklerine giriyorum yavaştan. Temizlemede kuru olan yalnızca sabun, o da suya girince ıslanıyor. Elbiseleri, eteklik ve pantolonları tekneye atıp basıyorlar Arap sabununu. İnatçı lekelere yeşil sabun. Deterjanlar çıkmamış daha piyasaya. Dükkânda teneke kutulardaki fışk��rtma Amerikan ilâçları müşterilere gösteriş olsun diye orada duruyor. Kan ve pas lekesi çıkarmaya yarıyor. En önemlisi dükkânın isim babası: Pre-spot, her derde deva.
Cemal habire anlatıyor. Yengesi kızıl-sarı saçlarıyla aramızdan hiç gitmedi sanki. Kadınla ilgili hiçbir kötü duygu geçmesin içimden istiyorum; patrona değil ama Cemal’e ihanet edecekmişim gibi geliyor. Birden haykırıyor yeni arkadaşım. Pantolonun içini ütülerken dikiş yerlerine yuva yapmış binlerce besili bit oraya buraya dağılıyorlar. Patronun oğullarının saçları gibi sarı, saydam böcekler. Cemal’i bitleriyle baş başa bırakıp kaçıyorum.
Köşeyi dönmeden yol üçe çatallanıyor. Birkaç basamakla çıkılan terzi dükkânının altı bodrum. Kara-kuru, çolak bir adam eski kitap satıyor; arada bir okumak için kiraya da veriyor. Adam hem veremli, hem de komünistmiş. Aldırmıyorum. Kitapları tam istediğim cinsten. İl kitaplığındaki gibi kara bez kaplı değil hiçbiri. Tümü de aydınlık yüzleriyle durmaksızın çağırıyor insanı. O yaz kitaplardan başımı kaldırıp yoldan geçenlere bakarken hepsini de çok sevdim. Orta yaşlı, çapkın gülüşlü, hafiften bıyıklı kadın müşteriye sevdalandım. Mesut ağabey ilk gençlik aşkımla dalga geçiyor ama olsun, varsın. Tam dükkânın önüne geldiğinde burnunu kaldırıma sümküren hamaldan bile iğrenmiyorum. Nereye koyduğumu anımsayamadığım ilk öykümü, şiirimi yazıyorum; çeviriler yapıyorum. İri çınar yaprakları tren yoluna süzülüyor. Onbeş yaşımı bitiriyorum; liseye başlayacağım.
Not: Bu öykü Kırıntılar öykü kitabımdan alıntı.
Yavuz Kürkçü
0 notes
yuksekovahaber · 5 months ago
Text
Yenimahalle sakinleri üst geçit istiyor
http://dlvr.it/T8fDfh
0 notes
fisiltihaberleri · 7 months ago
Text
Tumblr media
İBB BAŞKANI EKREM İMAMOĞLU’NDAN SİLİVRİ BELEDİYE BAŞKANI BALCIOĞLU’NA TEBRİK ZİYARETİ İMAMOĞLU’NDAN ‘ÜST GEÇİT’ TEPKİSİ: SİLİVRİ İÇİN ÇOK KÖTÜ BİR TASARIM İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Silivri’nin yeni Belediye Başkanı seçilen Bora Balcıoğlu’na tebrik ziyaretinde bulundu. İmamoğlu, Balcıoğlu’na yaptığı tebrik ziyaretinde, ilçede yapılan ve kendisini üzen bir konuyu da dile getirdi. “Bir üzüntümü de ifade etmeden geçemeyeceğim” diyen İmamoğlu, “Çünkü, çok hızlı kararlar alındı. Hiç danışılmadı. Dayanışma içinde olunmadı. Zaten devletimizin belli kurumlarının bu bakış açısı, İstanbul'a çoğu zaman sıkıntı da verebiliyor. Belki ihtiyacı çözen bir kavram olarak bakıyorlar ama D100 karayolunda yapılan üst geçidin aslında Silivri için ne yazık ki çok kötü bir tasarım olduğunun altını çizmem gerekir. Bunun beni ne kadar rahatsız ettiğini bilmenizi isterim” ifadelerini kullandı. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/ibb-baskani-ekrem-imamoglundan-silivri-belediye-baskani-balciogluna-tebrik-ziyareti-11019.html
#FısıltıHaberleri #ekremimamoğlu #istanbul #beylikdüzü #konser #belediye #müzik #ankara #kemalkılıçdaroğlu #beylikdüzübelediyesi #music #ersinshow #izmir #binaliyıldırım #instagram #receptayyiperdoğan #chp #hunattv #güncel #türkiye #press #haber #gazete #basın #mustafakemalatatürk #ulusal #medya #journalist #gündem #devletbahçeli
0 notes
loveyalcncilingiroglu · 7 months ago
Video
Trabzon ili tanıtımı Trabzon Devlet Hava Limanı girişi önü üst geçit altı by yalçın ibrahim çilingiroğlu
0 notes
cointahmin · 10 months ago
Text
Bitcoin (BTC) dominans düzeyinin iki yıl ortadan sonra yüzde 50’yi aşması, altcoin piyasasını salladı, altcoin’lerin yükselişi için hangi durumlar kıymetli?24.800 dolardan beri yükseliş eğilimli devam eden BTC, dominansı da peşinden getiriyor. 2021’den sonra birinci kere yüzde 50’yi aşan BTC dominansı, altcoin’lere adeta geçit vermedi. BTC’nin yüzde 9,70 artmasına karşın dominans düzeyinden kaynaklı olarak birçok altcoin bu yükselişe sessiz kalarak baskılanmış oldu.Ethereum’un (ETH) bağımsız artış gösterememesi üzerine dominans da eklenince uygunca sıkışan altcoin piyasa kıymeti (TOTAL2), kripto paralar ismine tehlike yaratmaya devam ediyor. Domino bedeli yüzde 50’nin altına gevşerse ve ETH üst taraflı tepki alabilirse, altcoin’lerin önü açılır. Pekala ya ETH için aktüel grafik neyi söz ediyor?Etheruem (ETH) Grafik Değerlendirmesi1620 dolardan 1770 dolara tırmanan ETH, BTC dominansının artmasıyla geri çekildi. Şimdiki olarak 1725 dolardan süreç gören altcoin’lerin öncüsü, 1777- 1844 – 1915 – 2020 ve 2056 dolar dirençlerini kırdığı vakit TOTAL2 bedelini süratli bir halde yükseltebilir.BTC dominansının yükselmeye devam etmesi ve bölüm ile ilgili fud haberler üzere durumların yaşandığı senaryoda ETH için takip edilebilecek dayanak kıymetleri 1588 ve 1532 dolardır. 1532 dolardaki alanın kaybedilmesi, altcoin piyasasındaki düşüşleri derinleştirebilir.
0 notes